''Mia ve Ben: Centopia'nın Kahramanı'' Genç Mia'nın hayatı, ailesini trajik bir şekilde kaybettiği gün sonsuza dek değişti. O zamandan sonra umudunu kaybetmeyi reddetti, ailesine yeniden kavuşacağına inandı. Dedesiyle birlikte eski yazlık evlerine taşındılar ve kader değiştirdi. Bir gün, babasından kalan sihirli taş ani bir ışıkla parlamaya başlayınca Centopia adlı büyülü diyarın çağrısını yaptı. Böylece Mia ve büyükbabası, bu fantastik aleme gizemli bir kapıdan girdiler. Centopia'da Mia, yardımına ihtiyaç duyan Iko adında genç bir elf ile karşılaştı. Kötü kalpli kurbağa Toxor, Lotus Adası'nı işgal ederek sakinlerini iradesiz kölelere dönüştürmeye çalışıyordu. Mia ve yeni arkadaşları, Toxor'un planlarını bozmak ve Centopia'yı kurtarmak için harekete geçtiler. Efsanevi Centopia Efsaneleri kitabında üç sihirli güç taşının birleştirilmesiyle Toxor'un yenilebileceği anlatılıyordu. Mia, arkadaşı Mo ile birlikte bu zorlu göreve atıldılar. Yol boyunca, Mia'nın sarsılmaz umudu ve cesareti onlara güç verdi. Zorlu denemeleri aşarak taşları topladılar ve kötü Toxor'u yendiler. Centopia bir kez daha güvendeydi ve Mia, ailesinin ruhlarını bulma cesaretini topladı. Sihirli taşın ışığında, annesinin ve babasının sonsuz sevgisini hissetti. O an, ailesini kaybetmenin acısı yerini umut ve huzurla doldurdu. Böylece Mia, Centopia'daki maceraları sayesinde hem dışarıdaki hem de kendi içindeki büyüyü keşfetti.